13 Kasım 2022’de 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 99 kişinin yaralandığı İstiklal Caddesi bombalı saldırıda bomba düzeneğini terk eden Ahlam Albashir, ilk kez mahkemede savunmasını yaptı. Soruşturma aşamasında ifadesini değiştiren sanık Albashir, ‘Kendilerine daha önce söylemedim. Suriye’den geldiğimizde yanımızda patlayıcılar yoktu. Böyle bir şey olacağını bilmiyordum. İstanbul’da bombayı Bilal teslim aldı” dedi.
Davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında aralarında Ahlam Albashir’in de bulunduğu toplam 26 sanık hakim karşısına çıktı. Son duruşmada iddianamenin kendisine ulaşmaması nedeniyle savunmasını yapmayan sanık, Ahlam Albashir’in iddianameyi okuduğunu belirterek savunmasını yaptı.
Tercüman aracılığıyla savunmasını yapan Albaşir, “İddianamede bir şeyler vardı, olmayanlar da vardı. Ailem vefat etmişti. Ben ve ablamdık. gündüz tatlıcı dükkanı.PYD bölgesindeydim.Ağabeyim Türk ordusu bölüğündeydi.Böylece bütün gözler üzerimdeydi.Arkadaşım vasıtasıyla Hasan Cemil ile tanıştım.Hasan Cemil yanıma geldi ‘Koca adam’ dedi. seninle konuşmak istiyor.’ ilk gittiğimde yüzünü görmedim ikincide gördüm. bana söylediği şey türkiye’ye bir kişiyle gidip eşi olacağımdı. gideceğim kişinin o olduğunu idlib’de öğrendim Bilal ile Türkiye.
Korktuğunu ancak Hacı’yı dinlemezse ne olacağını bilmediğini söyleyen Ahlam Albashir, “Abime söylemedim ama korktuğumu anladı. Takip ediyorlardı. ‘Biz dediler. Hasan Cemil müdafaasıyla beni bir çiftliğe götürdü ne yapacağımı anlatmaya başladı sonra çıktım beni kaçakçıların evine götürdüler bir gece kaldım ertesi gün bizi aldı sabah 06:00’da kalkıp bizi İdlib’e götürdüler Bilal’e ulaştım Hacı bana evlilik akdi verdi Bilal abim olarak kal dedi orada 5 gün kaldık bu esnada ev hanımı ile sorun yaşadık. Bilal ben çıkmak istedim ama İdlib’i bilmediğim için çıkamadım” dedi.
Albashir daha önceki ifadelerinde bombayı Suriye’den aldıklarını belirterek, “Kendilerine daha önce söylememiştim. Patlayıcı yanımda değildi.”
Albashir, kaçakçılarla birlikte Suriye sınırına geldiklerini, gece saat 02.00’de duvardan atlayarak Türkiye’ye geçtiklerini ve toplam 11 kişinin bulunduğunu söyledi. Albashir, “Böyle bir şeyin olacağını bilmiyordum” dedi. Mekik gibi bir araba gelip bizi aldı. Başka bir araca götürdü. Defalarca araç değiştirdik. Polis bizi durdurursa ‘portakal toplamaya portakal bahçesine gidiyoruz’ dememizi söylediler. Bizi götüren kişi burada ama adını bilmiyorum. Bizi İstanbul’a getirdi. İstanbul yolunda yine araç değiştirdik. Bu insanlar planda olduklarını bilmiyorlardı. Bizi karı koca olarak biliyorlardı. O gün uyuduk. Ertesi gün Bilal çalışmak için atölyeye gitti. Hacı ve Bilal dışarı çıkmama izin vermediler” dedi.
“Telefonumu kırdılar. Kaçacağımı hissettiler”
Albashir, ‘Taksim’e gideceksiniz’ dedi. Bana söylendiği gibi Taksim’e gittim ve fotoğraf çektim. En sonunda Fatih’e gideceksin denildi. Bilal’e fotoğraf gönderiyorlardı. ben de gidiyordum Fatih’te camiye gittik. İçeri girip fotoğraf çektik. Bombayı Suriye’den getirdiğini söyledim ama bu kadar olmadı. Bilal bombayı buradan teslim aldı. Bilal bana satın aldığı adamın yüzünü görmediğini söyledi. Sonra Bilal çivi almaya gitti. Sonra birini aradı, ‘Bir süre karımla kalacağım. “Biraz geç gelir misin?” dedi. Bantlara çivi çaktı. Sonra hamur gibi bir şey yoğurmaya başladı. Sonra Bilal bir yere gitti. Saatler sonra geri geldi. Geldiğinde üzerinde bir dolar vardı. Bilal her şeyi hazırladı. Çantaya koydu. “Sana bir şey sorarsa, ona Almanya’ya gideceğini söyle” dedi. Suriye’ye döneceksin ama herkesin önünde Almanya’ya gideceğimizi söyleyeceksin.
Albashir, kendisinin kaçacağını hissettiklerini belirterek, “Telefonlarıma her şeyi not ediyordum. Ama telefonumu kırdılar. Kaçacağımı hissettiler. Hacı, Bilal’in telefonunda bana hakaret etmeye başladı. Bana, ‘Ana rahminde de olsan seni bulacağız’.
Olay günü çantayı Bilal’in kendisine verdiğini anlatan Albaşir, ‘Çarşıya gidin ve rastgele bir yere oturun. Makyaj malzemesi satan bir yere gittim. Sonra oturdum ve bekledim. Orada otururken Hacı’nın resmini çektim. Biri arkamdan fotoğrafımı çekti, korktum. Çantayla oynadım. Bombayı gördükten sonra polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum. Bu sırada Hacı, ‘Çantayı bırak yürü’ demiş. Bilal’e sordum, ‘Boş ver’ dedi. Sokağın başına doğru yürüdüm. taksiye bindim ‘Eve gittim’ diyerek savunmasını tamamladı. Savunmanın ardından sanık avukatlarından biri, “PKK terör örgütüne üye misiniz?” Sanık Albahsır şeklinde sorulan sanık, ‘Ben kimseye zarar vermedim. Kimsenin üzüldüğünü görmek istemiyorum’ yanıtını verdi. Mahkeme Başkanı’nın ‘İlk ifadenizde göğsünüzdeki bombayı sizin getirdiğinizi söylediğinizi’ hatırlatması üzerine sanık, “Hacı beni tehdit etti. Korktum. O yüzden bu kadar çok şey söyledim” dedi. Albashir bir başka soruya da “Aslında bombayı Bilal alacaktı” dedi.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Organize Hatalar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, 13 Kasım 2022’de Taksim İstiklal Caddesi’ne düzenlenen bombalı saldırının PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye uzantısı tarafından planlandığı ve gerçekleştirildiği belirtilirken, YPG/PYD/SDG.
Saldırı sonucu olay yerinde bulunan Ecrin Meydan, babası Yusuf Meydan, Adem Topkara ve eşi Holly Elif Topkara, Wish Özsoy ve kızı Yağmur Uçar’ın hayatını kaybettiği, 99 kişinin yaralandığı ve çok sayıda iş yerinin bulunduğu belirtildi. maddi hasara uğradı. El yapımı bombanın bulunduğu çantayı bırakan 14 Kasım 2022’de yakalanarak gözaltına alınan zanlılar Ahlam Albashir ve Bilal Elhacmaos 14 Kasım 2022’de yakalanarak gözaltına alındı. Bu şekilde ülkemize gönderildikleri belirtildi. Devletin birlik ve bütünlüğünü bozma amacına ulaşmak için özel eğitime tabi tutulduktan sonra örgüt tarafından talimat verildikten sonra patlayıcı madde bulunması.
CEZA TALEPLERİ
İddianamede bombayı yerleştiren zanlı Ahlam Albashir’e 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 1.949 yıl 6 aydan 3,9 yıla kadar hapis cezası verildi. Firari sanık örgütün elebaşlarından Cemil Bayık’ın da aralarında bulunduğu diğer sanıkların 7’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 3,16 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. İddianamede, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak, Silahlı Terör Örgütü Kurmak veya Yönetmek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Tasarlayarak ve Bombalayarak Çocuk Öldürmek, Tasarlayarak ve Bombalayarak Cinayete Teşebbüs Etmek” Kasten, Bombalayarak Bir Kişiyi Öldürmek ‘Tehlikeli Maddeler Yapmak, İzinsiz Bulundurmak veya El Değiştirmek, Göçmen Kaçakçılığı’ hatalarından dolayı cezalandırılmaları isteniyor.